
İstanbul Başsavcılığı’nın girişimiyle,casuslukSoruşturma kapsamında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Merdan Yanardağ ve Necati Özkan Tutuklanmasına karar verildi. Kararın ardından Çağlayan Adliyesi önünde toplanan grup, kararı protesto etti; CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Mahkemeden çıktıktan sonra basın açıklaması yaparak karara sert sözlerle tepki gösterdi.
Özel, hükümetin zaten birçok suçlamada bulunduğunu ancak bunların “ellerinde patladığını” ve geçtiğimiz günlerde casusluk suçlamasının yapıldığını söyledi. Tutuklama gerekçelerini “çelişkili” olarak nitelendiren Özel, adli sürecin usulsüz yürütüldüğünü söyledi.
Süreçte İstanbullulara ait verilerin yurt dışına satıldığı iddiasına değinen CHP lideri, şunları söyledi: “He recalled that “data from MİT and ministries had already been stolen” and argued that these institutions should be held responsible for the data leak first.
Özel, önceden yönetilen He said accusations such as “theft and corruption” do not hold water and said: “As a last resort, they have embraced the slander of espionage.”
Özel’in açıklamasından öne çıkanlar şöyle:
“*Değerli arkadaşlar, Çağlayan adliyesinden saat 2.30’da çıkıyoruz. Bir gün önce saat 11’de buraya vardık. Saat 9’dan kısa bir süre sonra Ekrem Belediye Başkanı Necati Bey, Merdan Bey ve arkadaşlarımız buraya getirildiler. O andan bugüne onlar Çağlayan’ın zulmüne katlandılar, aileleri dayandı. Elbette biz yorgunuz, öfkeliyiz ama hiçbiri morallerinin bozulmasın, yıkma gücünde olmadıklarını ummasın. biz.
*Ne terör örgütüne destek, ne hırsızlık, ne yolsuzluk… Yanıldılar. Sonunda son çare olarak şöyle bir şey söylüyorlar: “Bu sefer de bir şeyler yapalım, onları casuslukla suçlayalım, belki böylece vatandaşı ikna ederiz.” Sorulan soruları, verilen cevapları ve ardından tutuklama gerekçelerini okuduğumuzda, içi boş, çelişkili, ne olduğunu bilmeyen, hukuku, anayasayı ayaklar altına alan bir durumla karşı karşıya kalıyoruz kendimizi…
*Kararların okunması sürüyor ve henüz basımı yapılmayan karara ilişkin Başsavcılık tarafından avukatlara bilgi notu gönderiliyor. Bilgiler şöyle başlıyor; “Ekrem İmamoğlu’nun kurduğu terör örgütünün diğer suçları arasında, Cumhuriyet Halk Partisi’ni hukuka aykırı bir şekilde ele geçirmek ve Cumhurbaşkanlığına fon sağlamak…” Bu suçlar ister suç olsun, ister adı “kâr amaçlı suç örgütü” olsun, önce suçlamayı yazacaksınız, delilleri sunacaksınız, sonra yargılama başlayacak, yargılama sonunda burada karar verilecek, olumsuz karar olursa temyiz olacak, karar verilecek. Yargıtay tarafından verilecek ve karar kesin olacak. Ancak o zaman suç örgütü olarak tanımlanabilir…
*Ama kendi hayallerini, kendi hayal kırıklıklarını, kendisine verilen talimatlar doğrultusunda bir cumhurbaşkanı adayını engellemek için birilerinin sabah saat 2.5’te attığı iftiraların dünya çapındaki önemini, sanki gerçekmiş gibi alelacele anlatan… Kendi yalanı doğruymuş gibi halka iftira atıyor, elde ettiği kamu gücüyle anayasayı askıya alıyor. Burada anayasal düzene karşı suç işleniyor. Bugün burada yapılan da tam olarak budur.
*Daha önce MİT, 8 bakanlık ve bağlı kurumların tüm verileri çalınmıştı. Ne oldu efendim? Bazı İstanbulluların bilgileri alınıp, yabancı ülkelere destek için yabancı ülkelere satılmıştı… Eğer onların yanına gidip satmaya kalkarsanız size şöyle derler: “Abi, bunların bir kısmı zaten çalıntı, internette satıldı.” AKP veri madenciliğiyle övünmekten kendini alamadı… Siyasiydi. Yarısını anladı ve savcının yazdıklarına dayanarak bizim de benzer bir şey yaptığımızı ve bunun suç olduğunu iddia etti. Verilerle yurt dışına çıkan biri hakkında dava açılacaksa öncelikle eski MİT başkanının yargılanması gerekir. Başta Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere o 8 bakanın yargılanması lazım. Buradaki sorunu milletimizin bilmesi lazım, arkadaşlarımıza yönelik hırsızlık, yolsuzluk ve iftiralar gerçekleşmeyince, artık FETÖ’cüler gibi “casusluğu” son çare olarak iftira ediyoruz…
*Bundan vazgeçmiyoruz. Millet yanımızda. Haklı olduğumuz için korkmuyor ve kaygılanmıyoruz. Dostlarımızın eşleriyle başımız dik, onlara inanarak, güvenerek buradan çıkalım. Eninde sonunda bu iftiracıların hesap vereceği gün gelecektir. Arkadaşlarımız da haklı çıkmanın gururu ve onuruyla bu ülkede çok önemli roller üstlenecekler. Bugün bir son değil başlangıçtır. Onlar yolculuğun sonunda, biz ise başlangıçtayız!
